Antalya’nın güney sahillerinde, doğayla tarihin el ele verdiği eşsiz bir yer düşünün… Göz alabildiğine uzanan çakıllı bir sahil, arkasında binlerce yıllık antik bir şehir ve etrafı çam ormanlarıyla çevrili bir vadi. İşte karşınızda Olimpos Plajı. Sadece denize girmek için değil, bir yaşam felsefesini deneyimlemek için de gelenlerin adresi burası. Peki, Olimpos Plajı tam olarak nerede, nasıl gidilir ve oraya vardığınızda sizi neler bekliyor? Bu kapsamlı rehberde, yola çıkmadan önce bilmeniz gereken her detayı bulacaksınız.
“Olimpos Plajı nerede?” sorusu, özellikle yaz aylarında Google’da sıklıkla aranan sorulardan biri. Türkiye'nin güney sahilinde, Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı olan bu eşsiz plaj, sadece konumuyla değil, taşıdığı ruhla da farklı bir yere sahip.
Olimpos Plajı, Akdeniz'in en bakir, en özgün kıyılarından biridir. Sıradan bir deniz tatilinden çok daha fazlasını vadediyor: Burası aynı zamanda binlerce yıllık tarihle çevrili bir arkeolojik alan, doğa harikası bir milli park, ve alternatif yaşam felsefesinin odak noktalarından biri. Yani Olimpos, bir coğrafi konumdan ziyade bir ruh halidir.
Plaj, çakıllı yapısıyla diğer Akdeniz plajlarından biraz farklı. Fakat işte bu özelliği sayesinde deniz suyu son derece berrak. Derin mavi ile yeşilin arasında kalan bu sahil şeridi, Likya Uygarlığı’nın izlerini taşırken aynı zamanda modern gezginlerin de gözdesi olmaya devam ediyor.
Antalya şehir merkezinden Olimpos Plajı’na ulaşım oldukça kolay. Toplu taşıma ile gitmek isteyenler için Antalya Otogarı’ndan Kumluca yönüne giden minibüs veya otobüsler mevcut. Olimpos sapağında indikten sonra yaklaşık 10-12 km’lik bir mesafe daha var, buraya dolmuş veya taksiyle ulaşabilirsiniz. Özel aracı olanlar için Antalya-Tekirova-Kumluca güzergahı takip edilerek yaklaşık 1.5 saatlik keyifli bir yolculukla ulaşmak mümkün.
Yol boyunca deniz manzarası, ormanlık alanlar ve küçük köy yerleşimleri eşlik eder. Ve işin güzel tarafı: Olimpos’a ulaştığınızda arabanızla sahile inemezsiniz. Aracınızı antik kentin girişine park eder, kısa bir yürüyüşle sahile ulaşırsınız. Bu yürüyüşte size eşlik eden şeylerse taş yollar, çam ağaçları ve binlerce yıllık tarih olur.
Çoğu insan için plaj, güneşlenmek ve denize girmekten ibarettir. Ancak Olimpos Plajı, arkasına yaslandığı antik kentle birlikte adeta yaşayan bir tarih kitabı.
Likya Birliği’nin önemli şehirlerinden biri olan Olympos, M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle dikkat çeker. Bu şehir öyle güçlüydü ki, Likya’nın nadir üç oy hakkına sahip kentlerinden biriydi. Romalılar döneminde de önemini koruyan Olympos, korsanların istilasına uğradıktan sonra bile hiçbir zaman tamamen terk edilmedi.
Bugün Olimpos Plajı’na ulaşmak için antik kent kalıntılarının arasından geçmeniz gerekir. Tapınaklar, mezar anıtları, su kanalları ve taş döşeli yollar arasında yürürken, bir anda kendinizi başka bir çağda bulabilirsiniz. Plaj ise bu tarihin bittiği yerde başlar; adeta geçmişle geleceğin birleşme noktasıdır.
Olimpos Plajı'nda vakit geçirmek sadece güneşlenmekten ibaret değil. İşte buraya gelenlerin mutlaka denemesi gereken bazı deneyimler:
Çakıl taşlı zemini sayesinde Olimpos’un denizi oldukça temizdir. Deniz sığ başlar ve sonra yavaşça derinleşir. Bu özellik, özellikle yüzme bilen ama profesyonel olmayan ziyaretçiler için büyük avantajdır. Denizde yüzerken etrafınızı saran kayalıklar ve orman manzarası, sizi adeta Akdeniz’in en sakin cennetine götürür.
Olimpos Antik Kenti sadece tarih meraklıları için değil, fotoğraf severler ve meditasyon tutkunları için de benzersiz bir ortam sunar. Sabah saatlerinde yapılacak bir yürüyüş, hem sessizlik hem de doğayla bütünleşme açısından harika bir fırsattır.
Olimpos’a 7 km uzaklıktaki Yanartaş (Chimera), mitolojik bir mucizedir. Toprağın altından çıkan doğal gazın yüzyıllardır sürekli yandığı bu yer, özellikle gece saatlerinde ziyaret edildiğinde gerçeküstü bir deneyim sunar. Bir efsaneye göre, burası Pegasus’un Chimera adlı canavarı yendiği yerdir.
Bölgede lüks oteller yok, ama işte bu yüzden Olimpos özgün. Konaklama genellikle ağaç evlerde, taş evlerde veya kamp alanlarında gerçekleşiyor. Sabah kuş sesleriyle uyanmak, geceleri yıldızları izlemek burada standart bir deneyimdir. Dijital detoks yapmak isteyenler için birebir.
Yakındaki Adrasan beldesinden kalkan günübirlik tekne turlarıyla çevredeki koylar, mağaralar ve gizli plajlar keşfedilebilir. Bu tur hem dinlenmek hem de Olimpos çevresinin denizden görünümünü deneyimlemek için harika bir yoldur. Adrasan tekne turu yazın keyfini su üstünde çıkarmak isteyenler için olmazsa olmaz.
Burası bir milli park alanı içinde yer aldığı için çevresinde yapılaşma yok. Çam ağaçları, sandal ağaçları ve yaban mersini gibi endemik bitki türleri görülür. Plaj, aynı zamanda caretta caretta deniz kaplumbağalarının da yuvalama alanıdır. Bu nedenle bazı bölgelere gece giriş yasaktır.
Doğa fotoğrafçılığı, kuş gözlemi ve meditasyon gibi doğa temelli aktiviteler için Olimpos harika bir tercihtir.
Wi-Fi neredeyse yok. Ancak bu, bir avantaj olabilir. Burada telefonunuzu bırakıp kendinizle vakit geçirmek oldukça değerli.
Gece hayatı sessizdir. Barlar ve eğlence mekanları sınırlı. Olimpos’a gelenler zaten bunun için gelmez.
Market, ATM gibi imkanlar sınırlı. Hazırlıklı gelmekte fayda var.
Yaz aylarında kalabalık olur. Bahar ayları ve Eylül, sakinlik arayanlar için daha idealdir.
Olimpos Plajı, sadece deniz-güneş-kum üçlüsünden ibaret bir tatil sunmaz. Tarihin, doğanın ve alternatif yaşam tarzlarının kesişim noktasında yer alan bu bölge, ziyaretçilerine bambaşka bir deneyim vadeder. Özellikle kalabalıktan, tüketim kültüründen ve yapaylıktan uzaklaşıp “gerçek bir şey” yaşamak isteyenler için Olimpos hâlâ eşsiz bir alternatif.
Olimpos Plajı, sizi sadece serinletmez, dönüştürür.